Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz total kemik kütlesinin azalmasi ile seyreden, baslangiçta oldukça sinsi seyreden bir hastaliktir. Vucut total kemik kütlesi otuzlu yaslarin basinda en yüksek seviyesine ulasir ve sonrasinda erkelerde yilda %0.3 lük, kadinlarda ise %0.5 lik azalma ile devam eder, özellikle menapozda ve sonrasindaki 6-10 yillik dönemde azalma yillik %2-3 lük kayipla devam eder. Hastalara direk röntgen ile osteoporoz tanisi konuldugu anda toplam kemik kütlesinin %30-50 si kaybedilmis demektir. Osteoporoz yaklasik olarak her 4 kadindan birinde, her 8 erkekten birrinde görülmektedir. Son yillarda beklenen yasam süresinin uzamasi ile osteoporoz görülme sikliginda artma meydana gelmistir.

Osteoporozda Risk Faktörleri nelerdir ?

1- Kadin olmak

2- 50 yasin üzerinde olmak

3- Menapoza girmis olmak

4- Erken menapoz veya yumurtaliklarin ameliyat ile alinmasi

5- Kalsiyumdan fakir beslenme

6- Yüksek proteinli ve fazla tuzlu gidalar

7-Kronik böbrek yetmezligi

8- Fiziksel aktivite azligi

9- D-vitamini eklsikligi

10- Ailesel yatkinlik

11- Beyaz tenli ve açik göz renkli ve asyali olmak

12- Sigara içmek

13- Alkollü, gazli ve kafeinli içecekleri fazla tüketmek

14- Bazi ilaçlari kullanmak( antikonvülzanlar, kortikosteroidler, antikoagülanlar, tiroid ilaçlari, antiasidler ve bazi kanser ilaçlari)

15- Bazi hastaliklar (seker, mide bagirsak sistemi hastaliklari, felç geçirmek, bazi hormonal hastaliklar)

Bu risk faktörlerini tasiyan kisilerin mutlaka bir uzman hekim tarafindan periyodik olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.

Osteoporoz primer olarak veya baskabir hastaliga sekonder olarak ortaya çikabilir.

osteoporoz_1

A-PRIMER OSTEOPOROZ: ikiye ayrilir

Tip 1: Menapoz sonrasi osteoporoz

Tip 2: Yasliliga bagli osteoporoz

B-SEKONDER OSTEOPOROZ: Bir takim hastaliklar sonrasinda ortaya çikar.

Osteoporozun Belirtileri nelerdir ?

Osteoporoz erken dönemde hiçbir bulgu vermeyebilir. Ileri dönemlerde ise;

1- Basit travmalar sonrasi kiriklar olmasi

2- Yaygin bel ve sirt agrilari

3- Boy kisalmasi ve kamburlaşma

4- Kalça kemigi-omurga veya el bilek kemigi kiriklari

Bu bulgulardan birisi veya birkaçi bir arada olabilir.

osteoporoz_2

Osteoporoz metabolik kemik hastaliklarinin en sik görülenidir.Vücut yeterli yeni kemik olusturamamaktadir.Yikim süreci ise hizlanmistir.Kalsiyum ve fosfat kemik gelisimi için zorunlu olan iki mineraldir.Vücut ömür boyu kemik yapimi için kalsiyuma ihtiyaç duymaktadir. Diyetle alinan kalsiyum yetersizse veya emilimi yetersizse kemikte zayiflamalar olusur.Kemiklerin kirilmaya egilimi artar.

Genellikle kemiklerdeki yogunluk kaybi uzun yillar boyunca farkedilmeden gelisir.Hastalik kemiklerdeki kirilma ile ortaya çiktiginda ise artik oldukça ilerlemistir.

Sekonder osteoporozun nedenlerinden en önde geleni hormon (kadinda östrojen, erkekte androjen) eksikligidir.Özellikle 60 yasin üstündeki kadinlarda sik görülür. Bu yumurtalik fonksiyonunun kaybi ve menapoz esnasinda östrojen hormonunun azalmasina baglidir. Diger sebepler arasinda diyetle düsük kalsiyum alinmasi, kortikosteroid tedavisi veya fazlaligi hipertiroidizm, hiperparatiroidizm, hareketsizlik, kemik kanserleri, genetik bozukluklar sayilabilir.

Arastirmacilara göre 50 yasin üstündeki kadinlarin % 50 si kalça bilek veya omur kiriklarindan etkilenir.Ayni yas grubundaki erkeklerde ise kirik riski % 13 dolaylarindadir.

Menapoza ek olarak genetik-etnik özellikler de risk faktörleridir.Beyaz irktan veya Asyali kadinlarin yakalanma sansi daha fazladir. Aile de osteoporoz hikayesi varsa risk artmaktadir. Sigara içimi, beslenme bozukluklari, kalsiyumdan fakir diyet, alkol kullanimi, steroid tedavisi diger risk faktörleridir.
Yasam boyunca diyetlerle alinan kalsiyum kemik gelisiminde önemli rol oynar.Kalsiyum’un emilimini saglayan D vitamini de kalsiyum kadar zorunludur. Kalsiyum, fosfor ve vitamin D açisindan zengin bir diyet uygulanmalidir. Düzenli egzersiz kemik kirigi riskini azaltabilir.

Özellikle kemik yogunlugunun azaldigi menapoz sonrasi dönemde kadinlarda östrojen replasman tedavisine baslamalidir. Bu tedavi ile kemiklerdeki yogunluk kaybi ve kiriklar önlenebilir. Ancak yararlari yaninda zararlarinin da olabilecegi düsünülerek mutlaka bir uzman hekim karar vermelidir.

Osteoporoz Neden Önemlidir ?

Osteoporozu bulunan hastalarda basit düsmeler sonucunda, omurga, kalça ve el bilegi kemik kiriklari en sik görülmektedir.

Omurga kiriklari basit düsmeler ile meydana gelir, birden fazla omurgada kirik olusur ise kamburlasma ve boy kisaligi ortaya çikar. Osteoporoza bagli gelisen omurga kiriklari direk hayati tehdit eden kiriklar olmamakla birlikte ortaya çikardigi sonuçlar açisindan önemlidir: Olusan deformite ve agri hayat kalitesini degisik sekillerde etkiler. Omurga kirikli hasta akut dönemde ortopedi polikliniklerine siddetli bel ve sirt agrisi ile gelirken, geç dönemde ise; kronik bel agrisi, uyku bozuklugu, nefes darligi, hazimsizlik, anksiyete, kisisel bakimin azalmasi ve hatta depresyon ile gelebilir.

Kalça kirigi cerrahi tedavi gerektirir. Kalça kirigi geçiren hastalarda kirigin yolaçtigi sorunlar nedeni ile ölüm riski yüksektir. Cerrahi tedaviye ragmen kalça kirigi geçiren hastalarda ilk yil ölüm riski %20-33 arasinda degismektedir.

osteoporoz_3

Nasil Tani Konur ?

Osteoporoz erken dönemlerde sikayet vermeyen bir hastalik oldugu için çogunlukla baska bir neden ile röntgen çekildiginde ortaya çikmaktadir. Osteoporoz tanisini koymak oldukça kolaydir. Önce osteoporozdan süpelenmek gerekir. Genellikle basit röntgen filimi ile tani konulabilmektedir. Röntgende osteoporoz saptandiginda kemik yogunlugunun %30-50 si kaybedilmis demektir. Ancak röntgen filmi bize kantitatif deger veremeyecegi gibi çekim yapan teknisyenin veya cihazin degismesi ile de görüntü kalitesi degistigi için yaniltici bilgi verebilir. Genellikle poliklinigimize gelen hastanin çekilen röntgenlerinde osteoporozdan süphe edildiginde hastaya mutlaka “Kemik Mineral yogunlugu ölçümü testi” yaptirmak gerekir. Bu test kantitatif olarak kemik yogunlugunu saptamamizi saglar. Bunun için Günümüzde en sik “Dual-Energy X-Ray Absorptiometry (DEXA) cihazlari kullanilmaktadir. “Dünya Saglik Örgütünün tanimina göre Kemik mineral yogunlugu ölçümünde elde edilen “T” Skoru -2.5 in altinda ise osteoporoz tanisi konulur ve mutlaka tedavi baslanmasi gerekir. Ayrica sebebi arastirmak için de kan ve idrar testleri yapilmasi gerekebilir.

Nasi Tedavi Edilir ?

Bütün osteoporoz çesitlerinde Tedavi mantigi kemik demineralizasyonunu azaltarak veya durdurarak kiriklarin önlenmesine dayanir. Ancak Osteoproz tedavisi multidisipliner bir çalisma gerektirir. Çogunlukla osteoporoz tanisi baskabir nedenle ortopedi polikliniklerine basvuran hastalara çekilen röntgen filimleri ile ortopedistler tarafindan konulur. Ancak tüm osteoporzlu hastalarin tedavisi ortopedistler tarafindan yapilmaz. Özellikle yasliliga bagli (“senil “) osteoporoz ortopedistler tarafindan tedavi edilirken, genç yasta hormonal eksiklikler nedeni ile ortaya çikan sekonder osteoprozun tedavisi endokrinoloji uzmanlarinca yapilmaktadir.
Osteoporoz tedavisi 3 ana baslik altinda yapilir

1- Medikal ilaç tedavisi

a-Kalsiyum ve D vitamini içeren preparatlar: kalsiyum alinmasi kemik yikimini azaltmakta, D vitamini de kalsiyumun emilimini artirmaktadir.

b- Kemik Yikimini Önleyici Ilaçlar:

2- Egzersiz: Düzenli olarak günlük en az 30 dakika tempolu yürüyüs yapilmasi osteoproz tedavisi üzerinde oldukça etkilidir.

3- Besinsel katki takviyesi

Kalsiyumdan(süt ürünleri) ve D vitamininden(yesil sebze-meyve) zengin beslenme

Osteoproz tedavisi uygulayacak olan hekim, nedeni ortaya koyduktan sonra yukarida belirtilen tedavi anabasliklarini kombine olarak kullanarak tedaviye baslar. Osteoporoz tedavisi uzun soluklu bir tedavidir. Tedavinin basarisi ancak 1 yil sonunda ortaya çikabildigi için uzun takip ve tedavi gerekt   rmektedir. Yilda bir yapilacak kemik yogunlugu ölçümleri ile tedavinin etkinligi degerlendirilmektedir.

Written by Prof. Dr. Özgür ÇETİK

1973 yılında Giresun’da doğan Prof. Dr. Özgür ÇETİK, Eğitimini 1995 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, 2000 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji ve 2007 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi doçentliğini tamamlayarak , 2013 Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde profesör unvanı almıştır. Dr.Çetik; 1996 – 2000 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi, 2001 – 2002 Özel Avrasya Hastanesi, İstanbul Uzman Hekim, 2002 – 2007 Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent, 2002 – 2003 Bingöl SSK Hastanesi, 2002 – 2003 Diyarbakır 600 yataklı Asker Hastanesi, 2008 – 2011 Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent ve 2011 yılından beri Acıbadem Sağlık Grubu’nda Ortopedi ve Travmatoloji Profesörü olarak görev yapmaktadır. Dr.Çetik evli ve 2 çocuk babasıdır.